Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
- My heart beats fast each time I see her.
Beş çarpı iki ona eşittir.
- Five times two equals ten.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
- I think it's time for me to say goodbye.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Oda uzun süredir boş.
- The room has been empty for a long time.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
- If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
- I had a call from her for the first time in a long time.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
- How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
- I had a good time last evening.
Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.
- He will be having dinner with her at this time tomorrow.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.