an inlet on the coast; a small tidal pool or bay

listen to the pronunciation of an inlet on the coast; a small tidal pool or bay
English - Turkish

Definition of an inlet on the coast; a small tidal pool or bay in English Turkish dictionary

pill
hap

Tom aşırı dozda uyku hapları aldı. - Tom took an overdose of sleeping pills.

Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz? - Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?

pill
the pill doğum kontrol hapı
pill
doğum kontrol hapı

Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan erkeklerin hamile kalmadıklarını biliyor muydun? - Did you know that men who regularly take birth control pills don't get pregnant?

Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz? - Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?

pill
gıcık kimse
pill
kıl

Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu. - Dan strangled Linda with a pillow case.

Temiz yastık kılıfları nerede? - Where are the clean pillowcases?

pill
{i} makineli tüfek yuvası (kule)
pill
{f} aleyhte oy vermek
pill
{i} ilaç

Tom birkaç ilacı ilaç şişesinden döktü ve onları ağzına attı. - Tom poured out a couple of pills from the medicine bottle and popped them into his mouth.

İlaç aldığım için ağrı geçti. - The pain went away because I took the pills.

pill
kabulü güç iş
pill
{i} izmarit
pill
a bitter pill yenilir yutulur olmayan bir şey
pill
(isim) hap, ilaç, sıkıntı, sıkıcı tip, top [arg.], izmarit, makineli tüfek yuvası (kule)
pill
{i} top [arg.]
pill
{i} sıkıntı
pill
(Tıp) 1. Küçük yuvarlak ilaç, hap; 2.Gebeliği önleme amacıyla kadın tarafından ağızdan alınan ilaç, oral kontraseptif
pill
(Biyoloji) oral kontraseptif
pill
hazım ve tahammülü güç bir şey
English - English
pill
an inlet on the coast; a small tidal pool or bay
Favorites