an inheritance; property that may be inherited

listen to the pronunciation of an inheritance; property that may be inherited
English - Turkish

Definition of an inheritance; property that may be inherited in English Turkish dictionary

heritage
miras

Zengin bir tarihsel mirasımız var. - We have a rich historical heritage.

Bana her zaman mirasımla gurur duymam gerektiğini söylüyorsun. - You always tell me I should be proud of my heritage.

heritage
{i} vâdedilmiş kutsal toprak hakkı (incil)
heritage
{i} kalıt
heritage
(Tıp) Geçmişten kalan miras, atalardan kalan herhangi bir şey (kültür, adet, gelenek v.s.)
heritage
(Tıp) Kalıtımla geçen özellik veya özellikler, kalıt
English - English
heritage