Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
- The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Bunlar senin eşyaların mı?
- Are these your things?
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Please leave my things as they are.
Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
- I thought you'd be the last person to do such a thing.
Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.
- The life of a person is a transient thing.
Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.
- We see things differently, according to whether we are rich or poor.
Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış.
- Try to see things as they really are.
Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.
- All living things on Earth contain carbon.
Eğer su olmasa canlılar yaşayamaz.
- If it were not for water, no living things could live.
Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.
- I'm not good at classifying things.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
- The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
Tom ihtiyaç duymadığı birkaç şey satın aldı.
- Tom bought a few things he didn't need.
İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.
- People buy things they don't need.
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
- We always talked about a lot of things after school.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi.
- No one ever saw such a thing.