English - Turkish
Definition of an inclined surface or roadway that moves traffic from one level to another in English Turkish dictionary
- incline
- {f} eğilmek
- incline
- {f} meyletmek
- incline
- bayır
- incline
- {i} eğim
O tembel olmaya eğimlidir.
-He is inclined to be lazy.
- incline
- {f} yönlendirmek
- incline
- {i} eğimli yüzey
- incline
- {f} eğilimi olmak
- incline
- eğinmek
- incline
- eğ
Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
-The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
O, kızmaya eğilimlidir.
-He is inclined to get mad.
- incline
- {f} eğmek
- incline
- (isim) eğimli yüzey, eğim, yokuş, meyil
- incline
- eğ,v.eğ: n.eğri yüzey
- incline
- {f} to eğiliminde olmak: His thought
- incline
- meylet/eğil/eğ
- incline
- {i} yokuş
- incline
- {f} sürüklemek
- incline
- (fiil) eğilmek, yatmak, eğim yapmak, baş eğerek selâmlamak, eğilimi olmak, meyletmek, çalmak, yatkın olmak, eğmek, yatırmak, sürüklemek, yönlendirmek, neden olmak
- incline
- {f} yatkın olmak
Related Terms
an inclined surface or roadway that moves traffic from one level to another
Hyphenation
an in·clined sur·face or road·way that moves traf·fic from one lev·el to an·oth·erTurkish pronunciation
ın înklaynd sırfıs ır rōdwey dhıt muvz träfîk fırm hwʌn levıl tı ınʌdhırPronunciation
/ən ənˈklīnd ˈsərfəs ər ˈrōdˌwā ᴛʜət ˈmo͞ovz ˈtrafək fərm ˈhwən ˈlevəl tə əˈnəᴛʜər/ /ən ɪnˈklaɪnd ˈsɜrfəs ɜr ˈroʊdˌweɪ ðət ˈmuːvz ˈtræfɪk fɜrm ˈhwʌn ˈlɛvəl tə əˈnʌðɜr/
Resimler
Favorites