an exotic dancer; a stripteaser

listen to the pronunciation of an exotic dancer; a stripteaser
English - Turkish

Definition of an exotic dancer; a stripteaser in English Turkish dictionary

exotic
{s} egzotik

Onun egzotik parfümünün hoş bir kokusu var. - Her exotic perfume has a subtle scent.

Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı. - Linda was a popular exotic dancer in London.

exotic
(Tıp) Başka memleketin özelliklerini taşıyan, yabancı, alışılmamış, egzotik
exotic
yabancıl
exotic
(Jeoloji) havza dışından gelen
exotic
yabancı malı
exotic
ilginç
exotic
çekici
exotic
dışarıdan gelme
exotic
{s} başka iklime ait
exotic
ekzotik (yabancı, havza dışından kaynaklanan/gelen)
exotic
{s} yabancı
exotic
exoticism dışarımalı
exotic
dikkati çeken
exotic
ekzotik
exotic
{s} acayip
exotic
{s} garip
English - English
exotic
an exotic dancer; a stripteaser
Favorites