Mesele hiçbir izaha imkan vermiyor.
- The matter admits of no explanation.
Tüm açıklama izaha muhtaç.
- The entire statement is in need of explanation.
Tom'un açıklaması çok ayrıntılı.
- Tom's explanation is very elaborate.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
- Her explanation is by no means satisfactory.
Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.
- Your detailed explanation of the situation has let me see the light.
Açıklaması çok baştan savmaydı. Onu anlamadım.
- His explanation was too sketchy. I didn't understand it.
Hoover supporters' explanations and former status rarely save him from modern ridicule as a useless expense.