an excavation that is (usually) filled with water

listen to the pronunciation of an excavation that is (usually) filled with water
English - Turkish

Definition of an excavation that is (usually) filled with water in English Turkish dictionary

pool
havuz

Havuzunuzda yüzebilir miyim? - Would you mind if I swam in your pool?

Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır. - This hotel has a gym and a swimming pool.

pool
{i} bilardo (amerikan)

If you want to play pool or darts this bar has it all - Bilardo yada dart oynamak istersen bu bar tam aradığın yer.

pool
{i} on beş top ile oynanan bir çeşit bilardo

game played on a billiard table with a cue ball and 15 other balls that are driven into pockets.

pool
{i} yüzme havuzu

O, yüzme havuzundan uzaktaydı. - He was away from the swimming pool.

Yüzme havuzuna daldı. - She dived into the swimming pool.

pool
{f} kârı paylaşmak
pool
{i} petrol rezervi
pool
{i} tröst
pool
{f} toplan
pool
spor toto
pool
{i} birlik

Tom, çocuklarıyla birlikte havuzda yüzüyor. - Tom is swimming with his kids in the pool.

pool
{i} kartel
pool
rekabete meydan vermemek için mal fiyatlarını kontrol altmda tutan tüccarlar birliği
pool
bahçe havuzu
pool
iskambilde ortaya konulan para
pool
bir merkezde toplamak
pool
ortaya konan para
pool
takım
pool
Amerikan bilardosu

Amerikan bilardosu nasıl oynanır bilmiyorum. - I don't know how to play pool.

pool
Birden çok işletmenin bir grup başkanının yönetimi altında, belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla belirli bir süre için oluşturdukları topluluk
English - English
pool
an excavation that is (usually) filled with water
Favorites