Definition of an evil deed; a malicious trick, an act of cruel deception in English Turkish dictionary
- prank
- kaba şaka
- prank
- şaka
Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.
-Traditionally on April 1st, people pull pranks on each other.
Bay Suziki Tom'un şakası hakkında kızgın.
-Mr. Suzuki is angry about Tom's prank.
- prank
- azizlik
- prank
- muziplik
Sami muziplik yapmaya devam ediyor.
-Sami continues to play pranks.
Tom ve Mary muziplik telefon görüşmeleri yapıyordu.
-Tom and Mary were making prank phone calls.
- prank
- oyun
Bana oyun oynamayı kes!
-Stop playing pranks on me!
- prank
- Eşek şakası
Tom bunun sadece bir eşek şakası olduğunu söyledi.
-Tom said it was just a prank.
Üzgünüm. Sadece zararsız bir eşek şakası olarak yapılmıştı.
-I'm sorry. It was only meant as a harmless prank.
- prank
- gösteriş yap/giydir
- prank
- {f} donatmak
- prank
- {f} süslemek
- prank
- çok süslemek
- prank
- caka satmak
- prank
- {i} yaramazlık
- prank
- (isim) muziplik, şeytanlık, yaramazlık, eşek şakası
- prank
- {f} hava atmak
- prank
- gösteriş yapmak
- prank
- {f} giydirip kuşatmak
Related Terms
Definition of an evil deed; a malicious trick, an act of cruel deception in English English dictionary
- prank
Hercules, after all his mad pranks upon his wife and children, was perfectly cured by a purge of hellebor, which an Antieyrian administered unto him.