Kader benim lehine döndü.
- Fate has turned in my favour.
Ölüm herkesin kaderidir.
- Death is everyone's fate.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Kaderini değiştiremeyeceğini duydum.
- I've heard that you can't alter your destiny.
Son tanık mahkûmun kaderini belirledi.
- The last witness sealed the prisoner's fate.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
- The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
Ölüm herkesin kaderidir.
- Death is everyone's fate.
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
- Everybody was waiting the same fate - death.