Kader benim lehine döndü.
- Fate has turned in my favour.
Ben kaderime boyun eğmek için zorlandım.
- I was forced to submit to my fate.
Kaderini değiştiremeyeceğini duydum.
- I've heard that you can't alter your destiny.
Hiç kimse kaderden daha bilgili olamaz.
- No one can be more wise than destiny.
Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı.
- Fadil's devastating fate finally came to light.
Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
- What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
- Everybody was waiting the same fate - death.
Ölüm herkesin kaderidir.
- Death is everyone's fate.