Bu düşmanca bir ortam.
- It's a hostile environment.
Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
- We got a hostile reception from the villagers.
Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
- I don't feel hostile toward you.
Bu denizaltı gezegendeki en düşmanca koşullarda çalışabilir.
- This submarine can operate in the most hostile conditions on the planet.