an elementary particle or subatomic particle

listen to the pronunciation of an elementary particle or subatomic particle
English - Turkish

Definition of an elementary particle or subatomic particle in English Turkish dictionary

particle
{i} parçacık

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısıdır. - The Large Hadron Collider is the world's largest particle accelerator.

Bazı bilim adamları yer çekiminin ışık hızıyla seyahat eden graviton denilen parçacıklardan yapıldığını düşünüyor. - Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.

particle
{i} tanecik
particle
(Dilbilim) ilgec
particle
parça

Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım. - I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.

Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır. - Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.

particle
{i} molekül
particle
{i} edat

Bu edat bir ismi bir fiile dönüştürür. - This particle turns a noun into a verb.

particle
ilgeç
particle
tanımlık
particle
tane

Kar taneleri kar parçacıklarıdır. - Snowflakes are particles of snow.

particle
{i} zerre
particle
edat/tanecik
particle
nesne,partikül
particle
danecik
particle
(Tıp) Tanecik, atom, cüz, zerre, partikül
particle
(Biyoloji) partikül
particle
{i} dilb. edat; ek, takı
English - English
particle
an elementary particle or subatomic particle

    Hyphenation

    an el·e·men·ta·ry par·ti·cle or sub·a·to·mic par·ti·cle

    Turkish pronunciation

    ın elımentri pärtıkıl ır sʌbıtämîk pärtıkıl

    Pronunciation

    /ən ˌeləˈmentrē ˈpärtəkəl ər ˌsəbəˈtämək ˈpärtəkəl/ /ən ˌɛləˈmɛntriː ˈpɑːrtəkəl ɜr ˌsʌbəˈtɑːmɪk ˈpɑːrtəkəl/
Favorites