English - Turkish
Definition of an effort to increase egg production by strangling the chicken in English Turkish dictionary
- strike
- (Askeri) saldırı
ABD yalnızca son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
-The USA will only use air strikes in the country as a last resort.
SSCB sadece son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
-The USSR will only use air strikes in the country as a last resort.
- strike
- sıyırma
- strike
- sökmek
- strike
- para basmak
- strike
- kibrit yakmak
- strike
- bulmak
- strike
- çarp
Öyleyse aşk nedir? İnsanları herhangi bir yaşta çarpabilen bir hastalıktır.
-Then what is love? A disease which can strike people at any age.
Meteor çarpmalarını önlemek için bir şeyler yapmak zorundayız.
-We have to do something to prevent meteor strikes from happening.
- strike
- vurma
- strike
- etkilemek
- strike
- yakmak
- strike
- çarpmak
- strike
- {f} vurmak
- strike
- {i} keşif, keşfetme
- strike
- {f} çıkarmak
- strike
- {f} (struck, struck/strick.en)
- strike
- {i} nükleer saldırı
- strike
- {f} indirmek
- strike
- {i} vurgun
- strike
- {f} basmak çalgı
- strike
- {f} para
Related Terms
English - English
Definition of an effort to increase egg production by strangling the chicken in English English dictionary
- strike
an effort to increase egg production by strangling the chicken
Hyphenation
an ef·fort to in·crease egg pro·duc·tion by strangling the chick·enTurkish pronunciation
ın efırt tı înkris eg prōdʌkşın bay strängglîng dhi çîkınPronunciation
/ən ˈefərt tə ənˈkrēs ˈeg prōˈdəksʜən ˈbī ˈstraɴɢgləɴɢ ᴛʜē ˈʧəkən/ /ən ˈɛfɜrt tə ɪnˈkriːs ˈɛɡ proʊˈdʌkʃən ˈbaɪ ˈstræŋɡlɪŋ ðiː ˈʧɪkən/
Resimler
History
Favorites