Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Tom, iyi bir öykü anlatıcısı.
- Tom is a good story teller.
Yakınlarda bir bankamatik var mı?
- Is there a cash machine near here?
Bankamatikten biraz para aldım.
- I got some money from a cash machine.
Peter gerçek bir veznedardır.
- Peter is a truth teller.