Bu kitap benim uğurlu eşyam. Onu her beş ayda okurum.
- This book is my good luck charm. I read it every five months.
Bu benim uğurlu eşyam.
- This is my good luck charm.
Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.
- He had the good fortune to be rescued from the burning building.
Şanslıydı ki istediği okula girdi.
- She had the good fortune to get into the school she wanted to.
Çoğu insan erkekleri sadece onların başarıları ya da iyi şansıyla değerlendirir.
- Most people judge men only by their success or their good fortune.
Ben senin iyi şansın hakkında mutluyum.
- I am happy about your good luck.
Güle güle ve iyi şanslar.
- Goodbye and good luck.
Sınavında iyi şanslar.
- Good luck with your exam.
Hoşça kal ve iyi şanslar.
- Good-bye and good luck.
Güle güle ve iyi şanslar.
- Goodbye and good luck.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
- Tom wished Mary good luck.