an attack or assault

listen to the pronunciation of an attack or assault
English - Turkish

Definition of an attack or assault in English Turkish dictionary

offensive
{s} saldırgan

Kadınlara karşı tavrın saldırgan. - Your attitude towards women is offensive.

Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi. - The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive.

offensive
{i} saldırı

General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi. - The general decided to launch an offensive against the enemy camp.

Saldırıda birkaç asker yaralandı. - Several soldiers were injured in the offensive.

offensive
{s} hakaret edici
offensive
{i} hücum

Biz iyi bir hücum takımı değildik. - We weren't a good offensive team.

offensive
{s} saldıran
offensive
hatır kırıcı
offensive
çok nahoş
offensive
saldırıyla ilgili
offensive
iğrenç

Tom'un fıkraları iğrenç. - Your jokes were offensive.

Onun şakaları iğrenç. - His jokes are offensive.

offensive
sürekli saldırı
offensive
{s} kötü

Zenci kötü bir kelimedir. - Nigger is an offensive word.

offensive
çirkin
offensive
taarruz
offensive
{s} hakaret eden
offensive
offensiveness tiksindiricilik
offensive
hücuma ait
offensive
{s} saldırıya özgü, hücuma ait
English - English
offensive
an attack or assault

    Hyphenation

    an at·tack or as·sault

    Turkish pronunciation

    ın ıtäk ır ısôlt

    Pronunciation

    /ən əˈtak ər əˈsôlt/ /ən əˈtæk ɜr əˈsɔːlt/
Favorites