an area or volume of sufficient size to accommodate a person or thing

listen to the pronunciation of an area or volume of sufficient size to accommodate a person or thing
English - Turkish

Definition of an area or volume of sufficient size to accommodate a person or thing in English Turkish dictionary

space
{i} aralık
space
{i} uzay

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

Uzay gizemlerle doludur. - Space is full of mysteries.

space
{i} ara

Tom arabasını park yerinden çıkardı. - Tom backed his car out of the parking space.

Uzay ve zaman arasında. - Between space and time.

space
aralamak
space
mahal
space
süre

Uzay yürüyüşleri genellikle işe bağlı olarak, beş ve sekiz saat arasında sürer. - Spacewalks usually last between five and eight hours, depending on the job.

Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır. - Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.

space
aralıklara bölmek
space
espas
space
müddet
space
atlama

Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım. - I had to leave out this problem for lack of space.

space
(İnşaat) yer,uzay,aralık
space
(Tıp) Ara, aralık, mesafe, boşluk, spatium
space
{f} aralık bırakmak
space
aralık koymak
space
{f} boşluk bırakmak
space
ara ver/aralıklı diz
space
{f} aralıklı dizmek
space
{i} mesafe: in the space of ten miles on millik
space
(fiil) ara vermek, boşluk bırakmak, aralık bırakmak, espas koymak, aralıklı dizmek
space
boşluk,v.boşluk bırak: n.boşluk
English - English
space
an area or volume of sufficient size to accommodate a person or thing

    Hyphenation

    an ar·e·a or vol·ume of suf·fi·cient size to ac·com·mo·date a per·son or thing

    Turkish pronunciation

    ın eriı ır välyum ıv sıfîşınt sayz tı ıkämıdeyt ı pırsın ır thîng

    Pronunciation

    /ən ˈerēə ər ˈvälyo͞om əv səˈfəsʜənt ˈsīz tə əˈkäməˌdāt ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ/ /ən ˈɛriːə ɜr ˈvɑːljuːm əv səˈfɪʃənt ˈsaɪz tə əˈkɑːməˌdeɪt ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ/
Favorites