Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
- We walked through thick bushes.
Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
- The cat lay hidden in the bushes.
Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
- A bird in the hand is worth two in the bush.
Tom Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi.
- Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.