an arc; a part of a curve

listen to the pronunciation of an arc; a part of a curve
English - Turkish

Definition of an arc; a part of a curve in English Turkish dictionary

arch
{i} kemer

Yolda büyük bir kemer var. - There is a huge arch over the road.

Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir. - A rainbow is a seven-colour arch in the sky.

arch
en büyük

En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır. - The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.

O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar. - He is the greatest architect that has ever lived.

arch
cilveli
arch
ark,v.kavis yap: n.kavis
arch
şen
arch
{f} over/above üzerinde kemer oluşturmak; üzerinde kemer gibi uzanmak
arch
ayak
arch
{i} yay
arch
çapkın
arch
{i} kemer, tak
arch
(Biyoloji) ark

Geçmişin sırlarını arkeoloji ortaya çıkarıyor. - Archeology reveals the secrets of the past.

Tom arkalojide çalışır. - Tom works in archeology.

arch
{f} kamburunu çıkarmak
arch
nazlı
arch
(fiil) kemer yapmak; kamburlaştırmak, kamburunu çıkarmak; kubbelenmek, kamburlaşmak, kabarmak
arch
küçümser/çekici
arch
(Diş Hekimliği) eğri; yay şeklinde yapı
arch
{f} kubbelenmek
arch
(Tıp) Yay, kavis, kemer, arcus
arch
eğil/bükül
English - English
arch
an arc; a part of a curve
Favorites