Tom'un Mary ile 2.30'da bir randevusu var.
- Tom has an appointment with Mary at 2:30.
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
- Please make an appointment to come in and discuss this further.
Tom'un ataması derhal yürürlüğe girer.
- Tom's appointment is effective immediately.
Atama ile boş kontenjanı doldurdular.
- They filled the vacancy by appointment.
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
- Please make an appointment to come in and discuss this further.
Siz onu randevu ile ziyaret etmelisiniz.
- You should visit him by appointment.
Jane'nin ebeveynleri onun okulda bir öğretmen olarak tayin edilmesinden memnundu.
- Jane's parents were pleased about her appointment as a teacher at the school.
Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.
- I canceled my appointment because of urgent business.
İşte, randevu kartınız.
- Here is your appointment card.
Onun başkan olarak atanmasını kabul etti.
- He accepted his appointment as chairman.
Acele etmezsen buluşmana geç kalacaksın.
- If you don't hurry, you'll be late for your appointment.
Tom, Mary'le daha sonra buluşmak için sözleşti.
- Tom made an appointment to meet Mary later.
According to the appointment of the priests. --Ezra vi. 9.
... appointment, all with no effort. ...
... It's time for your 3:30 appointment. ...