an applicant from within australia or overseas who is on a student visa

listen to the pronunciation of an applicant from within australia or overseas who is on a student visa
English - Turkish

Definition of an applicant from within australia or overseas who is on a student visa in English Turkish dictionary

overseas
(Askeri) DENİZAŞIRI: Bir memleketin milli ve siyasi sınırları dışında kalan ve denizlerle ayrılmış bulunan bölgeler. ABD ne göre Alaska ve Hawaii dahil olmak üzere kıtasal ABD nin dışında olan tüm yerler
overseas
ülke dışı
overseas
yurt dışı

Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor. - His large income makes it possible for him to travel overseas every year.

Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor. - Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.

overseas
yurtdışı

Ürünlerimiz yurtdışında iyi satar. - Our products sell well overseas.

Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi. - His colleague was transferred to an overseas branch.

overseas
denizaşırı

Her yıl denizaşırı ülkelere gider. - He goes overseas every year.

Gemi denizaşırı ülkelerden geldi. - The ship came from overseas.

overseas
denizaşırı ülkelerde

Gemi denizaşırı ülkelerden geldi. - The ship came from overseas.

Babam şimdiye kadar denizaşırı ülkelerde bulunmadı. - My father has never been overseas until now.

overseas
denizaşırı ülkelere

Her yıl denizaşırı ülkelere gider. - He goes overseas every year.

overseas
s., z. denizaşırı
English - English
overseas
an applicant from within australia or overseas who is on a student visa

    Hyphenation

    an ap·pli·cant from with·in Aus·tral·ia or o·ver·seas who I·s on a stu·dent vi·sa

    Turkish pronunciation

    ın äplîkınt fırm wîdhîn ôstreylyı ır ōvırsiz hu îz ôn ı studınt vizı

    Pronunciation

    /ən ˈapləkənt fərm wəˈᴛʜən ôˈstrālyə ər ˈōvərˈsēz ˈho͞o əz ˈôn ə ˈsto͞odənt ˈvēzə/ /ən ˈæplɪkənt fɜrm wɪˈðɪn ɔːˈstreɪljə ɜr ˈoʊvɜrˈsiːz ˈhuː ɪz ˈɔːn ə ˈstuːdənt ˈviːzə/
Favorites