Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an answer, a return made to an answer

listen to the pronunciation of an answer, a return made to an answer
English - Turkish

Definition of an answer, a return made to an answer in English Turkish dictionary

reply
{i} cevap

Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz. - Please write me a reply soon.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. - Tom didn't know how to reply.

reply
{i} yanıt

Yanıtınız için teşekkür ederim. - Thank you for your reply.

Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum. - I plan to reply to his letter right away.

reply
(Askeri) CEVAP: Bir parolaya verilen cevap. Ayrıca bakınız: "challenge"; "countersign"; "password"
reply
{i} cevaba cevap
reply
(Askeri) parolaya verilen cevap
reply
karşılık

Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi. - Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.

reply
yanıt vermek
reply
yanıtlamak cevap vermek
reply
{f} (to) (-e) cevap/yanıt/karşılık vermek; to -i cevaplamak/yanıtlamak
reply
(Askeri) (AFTER CHALLENGING) KARŞI CEVAP (PAROLA SORULDUKTAN SONRA): Parolayı soran bir şahsın, parolayı aldıktan sonra, parola sorulan şahsa veya postaya kendisini tanıtmak için kullandığı gizli bir kelime veya özel bir ses. Ayrıca bakınız: "challenge and reply"
reply
(Bilgisayar) yanıtla

Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum. - I do not want to reply to his letter.

Bu mektubu yanıtlamak zorundayım. - I have to reply to this letter.

reply
{f} yanıt ver

Mektubuma yanıt vermedi. - She didn't reply to my letter.

Bunu okuyup anladığın zaman bana yalnızca posta yoluyla yanıt ver. - Reply me via mail only when you read and understand this.

reply
cevapla

Onun mektubunu cevaplamayı unutma. - Don't forget to reply to her letter.

Onun mektubunu cevaplamalı mıyım? - Should I reply to his letter?

reply
(fiil) cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevaba cevapla karşılık vermek
reply
{f} cevap vermek

İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin. - If you don't want to reply, you don't have to.

O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı. - Being too nervous to reply, he stared at the floor.

reply
mukabele etmek
reply
{f} karşılık vermek
English - English
{n} reply
an answer, a return made to an answer
Favorites