English - Turkish
Definition of an anchorman or anchorwoman in English Turkish dictionary
- anchor
- demirlemek
- anchor
- çapa
Tekne bir zincirle çapaya bağlıdır.
-The boat is attached to the anchor by a chain.
Tom denize çapa attı.
-Tom threw the anchor overboard.
- anchor
- tutturmak
- anchor
- tutturma noktası
- anchor
- haber sunucusu
- anchor
- (Jeoloji) ankor
- anchor
- saplamak
- anchor
- güven veren şey/kimse
- anchor
- {i} güven kaynağı
- anchor
- {f} demir at
Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
-The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
Gemi limana demir attı.
-The ship is at anchor in the harbor.
- anchor
- tutmak
- anchor
- (isim) çapa, demir, lenger; güven kaynağı, dayanak noktası; sunucu (haber); açık oturum yöneticisi
- anchor
- (Askeri) DEMİR: bkz: "sinker"
- anchor
- bağlantı
- anchor
- çapa atmak
- anchor
- {f} sunuculuk yapmak
- anchor
- sıkıca bağlanmak
- anchor
- {i} demir
Tekne kıyıya yakın demir attı.
-The boat anchored near the shore.
Gemi limana demir attı.
-The ship is at anchor in the harbor.
- anchor
- (Mimarlık) ankraj demiri
Related Terms
English - English
Definition of an anchorman or anchorwoman in English English dictionary
- anchor
an anchorman or anchorwoman
Hyphenation
an an·chor·man or anchorwomanPronunciation
Resimler
Favorites