English - Turkish
Definition of an american fish; the lafayette or spot in English Turkish dictionary
- goody
- ne güzel
- goody
- (isim) iyi, ne güzel
- goody
- {i} yaşlı kadın
- goody
- tatlı
- goody
- sevilen/çekici/hoş/tatlı/vb.şeyler
- goody
- lezzetli (özellikle tatlı) bir yiyecek
- goody
- {i} sahte dindar
- goody
- (isim) şekerleme, ilgi çekici şey, iyilik timsali, yaşlı kadın, nine, yapmacık iyi kimse, sahte dindar
- goody
- güzel şey, istenilen bir şey
- goody
- ünlem
- goody
- ünlem şekerleme
- goody
- güzel şey/tatlı
- goody
- {i} yapmacık iyi kimse
- goody
- {i} nine
- goody
- sahte sofu
- goody
- {i} şekerleme
- goody
- i., k.dili
- goody
- {i} ilgi çekici şey
Related Terms
English - English
Definition of an american fish; the lafayette or spot in English English dictionary
- goody
an american fish; the lafayette or spot
Hyphenation
an A·me·ri·can fish; the La·fa·yette or spotPronunciation
Resimler
Favorites