Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
- Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım.
- I'll look after your affairs when you are dead.
Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.
- He has no connection with this affair.
O, olaya karıştığını inkar etti.
- He denied having been involved in the affair.
O, korkunç bir olaydı.
- It was a terrible affair.
Bütün bu mesele bana bir baş ağrısı veriyor.
- This whole affair is giving me a headache.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.
- There was an air of mystery about the whole affair.
Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu.
- The affair cost me many sleepless nights.
İş hakkında konuşmak ister misin?
- Do you want to talk about the affair?
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.