an adult male servant; also, a vassal; a subject

listen to the pronunciation of an adult male servant; also, a vassal; a subject
English - Turkish

Definition of an adult male servant; also, a vassal; a subject in English Turkish dictionary

man
{ç} men (men)
man
{i} işçi

Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı. - Many workers were trapped in the coal mine.

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler. - Many of the workers died of hunger.

man
{i} insan

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor. - Many people worry about paying their bills.

Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor. - Today, many people worry about losing their jobs.

man
{i} erkek

Onun bir sürü erkek arkadaşı var. - She has too many boyfriends.

Bir kadın erkeksiz bir şey değildir. - A woman without a man is nothing.

man
erkek cinsi
man
{i} oyun taşı
man
adam vermek
man
kişi

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam. - There were two people in it, one of her girl students and a young man.

man
(satranç/vb.) taş
man
adam

Polis adamın peşinde. - The police are after the man.

Polis bir adamla sokakta konuştu. - The policeman spoke to a man on the street.

man
{i} insan, insanoğlu
man
man about town tiyatro ve gece kulübüne sıkça
man
{i} (erkek) hizmetkâr
man
{i} beyaz adam
man
sistem

Ben bu sistemi bilmiyorum ama sorumlu adam açıklayacak. - I don't know this system, but the man in charge will explain.

Uzun yıllar, Pluto, bizim güneş sistemimizin dokuzuncu gezegeni olarak kabul edildi. - For many years, Pluto was considered to be the ninth planet in our solar system.

man
satranç veya dama taşı
man
adamla donatmak
English - English
man
an adult male servant; also, a vassal; a subject
Favorites