an adequate amount

listen to the pronunciation of an adequate amount
English - Turkish

Definition of an adequate amount in English Turkish dictionary

plenty
{i} bolluk
plenty
gayet
plenty
ganilik
plenty
çokluk
plenty
bol miktar

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

plenty
çok bol
plenty
dili bol bol
plenty
{s} bir yığın
plenty
yetecek kadar
plenty
{s} pek çok

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

plenty
(sıfat) çok, bir yığın, pek çok, bol
plenty
{i} bereket
plenty
{s} bol

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

Bu yıl bol yağmur vardı. - We have had plenty of rain this year.

plenty
dili pek çok
plenty
tamamen
plenty
bereketli
plenty
(zarf) bol bol, çok, gayet, tamamen
plenty
oldukça

Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır. - This typewriter has seen plenty of use.

plenty
fazla

Salonda çok fazla misafir vardı. - There were plenty of guests in the hall.

Çok fazla zamanımız var. - We have plenty of time.

English - English
sufficiency
plenty
an adequate amount

    Hyphenation

    an ad·e·quate a·mount

    Turkish pronunciation

    ın ädıkwıt ımaunt

    Pronunciation

    /ən ˈadəkwət əˈmount/ /ən ˈædəkwət əˈmaʊnt/
Favorites