Ona doktor olarak hitap etmek daha iyi olabilir.
- It might be better to address her as Doctor.
Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
- I have a good sense of direction, so I don't get lost.
Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.
- It is difficult to peg the direction of interest deregulation.
Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
- I wrote the wrong address on the envelope.
Korkarım ki koliyi hatalı şekilde adresledim.
- I'm afraid I have addressed the parcel wrongly.
Konuşma onların sosyal hareketinin lehineydi.
- The address was in favor of their social movement.
Açılış konuşması bir başarıydı.
- The opening address was a success.
Amcasına hitaben bir mektup gönderdi.
- He sent a letter addressed to his uncle.
Bu size hitaben yazılmış bir mektup.
- This letter is addressed to you.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Adreslerini biliyor musun?
- Do you know their address?
It is time to address this problem - Bu problemi ele alma zamanı geld.
O, bana Tom olarak hitap ederdi.
- She used to address me as Tom.
Onlar bana doktor olarak hitap ettiler.
- They addressed me as doctor.
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Yangın istikametinde koşturduk.
- We hurried in the direction of the fire.
Kuşlar dört bir yana uçuştu.
- The birds flew away in all directions.
This issue needs to be addressed.
Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.
- Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.
Birisi Tom'a yanlış talimat verdi.
- Someone gave Tom the wrong directions.
Tom sahne talimatlarını takip etmedi.
- Tom didn't follow stage directions.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
Her aunt Leonella was still at Cordova, and she knew not her direction.
These men addressed themselves to the task. - Thomas Babington Macaulay.
This meeting hopes to address how to improve sales overseas.
He addressed a letter.
The ship was addressed to a merchant in Baltimore.
Mr. Gregson, who had listened to this address with considerable impatience, could contain himself no longer.
Tecla ... addressed herself in man's apparel. - Jewel.
... will address your question, which gets right to this--the matter of, again, how do we maintain ...
... address the economic crisis. >> PHILLIPS: Okay. So our last question's ...