English - Turkish
Definition of an activity that the switch does automatically; the opposite of static in English Turkish dictionary
- dynamic
- {s} dinamik, devimsel
- dynamic
- (Tıp) Vücut azasının vazife ve hareketine ait
- dynamic
- dinamik
Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
-Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
Ağ devasa dinamik bir ağ.
-The Web is a gigantic, dynamic document.
- dynamic
- hareketli
Berlin çok hareketli bir şehir.
-Berlin is a very dynamic city.
- dynamic
- aktif
- dynamic
- tabii kuvvete ait
- dynamic
- {s} enerjik
- dynamic
- {s} mekanik gücü olan
- dynamic
- {s} devingen
- dynamic
- değişme ve hareket halinde olan
- dynamic
- kuvvetli
- dynamic
- {s} dinamik, canlı, hareketli
- dynamic
- faal
- dynamic
- (Tıp) () Hareket ve kuvvet bilimi
Related Terms
English - English
Definition of an activity that the switch does automatically; the opposite of static in English English dictionary
- dynamic
an activity that the switch does automatically; the opposite of static
Hyphenation
an ac·ti·vi·ty that the switch does automatically; the op·po·site of sta·ticPronunciation
Resimler
Favorites