an action or statement that causes a strong reaction

listen to the pronunciation of an action or statement that causes a strong reaction
English - Turkish

Definition of an action or statement that causes a strong reaction in English Turkish dictionary

bomb
bombalamak
bomb
bomba

Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim. - I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.

Atom bombası, 20. yüzyılın fizik ürünüdür. - The atomic bomb is the offspring of 20th century physics.

bomb
bombalı

Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü. - One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.

bomb
(Spor) uzak mesafeden atılan şut
bomb
atom bombası

Atom bombası, 20. yüzyılın fizik ürünüdür. - The atomic bomb is the offspring of 20th century physics.

Atom bombası tüm Hiroşima şehrini yıktı. - The atomic bomb destroyed the entire city of Hiroshima.

bomb
bomba atmak
bomb
(the ile) atom bombası
bomb
{f} bombala

Londra defalarca bombalandı. - London was bombed several times.

Avcı uçağı bombalarını bıraktı. - The fighter plane released its bombs.

bomb
bomba patlatmak

Rehin tutanlar bir bomba patlatmakla tehdit etti. - The hostage-takers threatened to detonate a bomb.

bomb
{f} bombardıman etmek
bomb
(fiil) bombalamak, bombardıman etmek; fiyasko ile sonuçlanmak, başarısızlığa uğramak
bomb
aerosol bombası
bomb
(Askeri) BOMBALAMAK: Bir uçaktan, hedef üzerine bir veya birkaç bomba atmak
bomb
bomb bombala
bomb
bomb bayuçakta bombanın atıldığı bölüm
bomb
{i} fiyasko
bomb
(volkanik) bomba
English - English
bomb

Normally very controlled, he dropped the F-bomb and cursed the paparazzi.

an action or statement that causes a strong reaction

    Hyphenation

    an ac·tion or state·ment that causes a strong re·ac·tion

    Turkish pronunciation

    ın äkşın ır steytmınt dhıt kôzîz ı strông riäkşın

    Pronunciation

    /ən ˈaksʜən ər ˈstātmənt ᴛʜət ˈkôzəz ə ˈstrôɴɢ rēˈaksʜən/ /ən ˈækʃən ɜr ˈsteɪtmənt ðət ˈkɔːzɪz ə ˈstrɔːŋ riːˈækʃən/
Favorites