English - Turkish
Definition of an act that sets in motion some course of events in English Turkish dictionary
- induction
- (Tıp) Elektrikle veya mıknatıslı bir maddenin diğer bir maddeye yaklaştırılmasıyla ikinci maddede mıknatıs veya elektrik meydana getirme, indükleme, endüksiyon
- induction
- {i} giriş
- induction
- {i} başlatma
- induction
- (Biyokimya) başlatım
- induction
- {i} indükleme
- induction
- göreve başlatma
- induction
- (Gıda) harekete geçirme
- induction
- {i} indüksiyon
Gazlı pilav pişireceğini bozdum bu yüzden onun yerine indüksiyonlu pilav pişirici aldım.
-I broke my gas-powered rice cooker so I got an induction rice cooker instead.
İndüksiyon setüstü mıknatıslar kullanır.
-Induction cooktops use magnets.
- induction
- tümevarım
- induction
- {i} neden olma
- induction
- {i} resmen göreve başlatma
- induction
- elek
- induction
- tüme varım
- induction
- atama,tüme varım
- induction
- {i} göreve getirme
- induction
- (Tıp) Sebep olma
- induction
- {i} ileri sürme
- induction
- (isim) resmen göreve başlatma, başlatma, askere alma, giriş, ileri sürme, neden olma, tümevarım, indüksiyon, indükleme
Related Terms
English - English
Definition of an act that sets in motion some course of events in English English dictionary
- trigger
- initiation
- induction
an act that sets in motion some course of events
Hyphenation
an act that sets in mo·tion some course of eventsTurkish pronunciation
ın äkt dhıt sets în mōşın sʌm kôrs ıv iventsPronunciation
/ən ˈakt ᴛʜət ˈsets ən ˈmōsʜən ˈsəm ˈkôrs əv ēˈvents/ /ən ˈækt ðət ˈsɛts ɪn ˈmoʊʃən ˈsʌm ˈkɔːrs əv iːˈvɛnts/
Resimler
Favorites