an act of tracing

listen to the pronunciation of an act of tracing
English - Turkish

Definition of an act of tracing in English Turkish dictionary

trace
{f} izlemek
trace
{i} işaret
trace
{f} izle

NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti. - NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.

İzleri hala bulunabilir. - Their traces can still be found.

trace
(Meteoroloji) trase
trace
izini takip etmek
trace
telem
trace
oymak
trace
{i} belirti
trace
(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak
trace
kalıntı
trace
bulmak
trace
izle(mek)
trace
(fiil) çizmek, tasarlamak, izlemek, izinden gitmek, kopya etmek, dayandırmak, dayanmak
trace
(İnşaat) iz, belirti
trace
bulm

Fadıl, Leyla'dan hiçbir iz bulmadı. - Fadil found no trace of Layla.

Polis, evi baştan başa aradı ama Fadıl'dan hiçbir iz bulmadılar. - Police searched the house from top to bottom but they found no trace of Fadil.

trace
{f} dayanmak
trace
dikkatle çizmek veya yazmak
trace
zerre

Onda kötülüğün zerresi bile yoktu. - There was no trace of evil in her.

trace
(Mukavele) izlemek; iz
trace
azıcık şey
English - English
trace

Your cell phone company can put a trace on your line.

an act of tracing

    Hyphenation

    an act of trac·ing

    Turkish pronunciation

    ın äkt ıv treysîng

    Pronunciation

    /ən ˈakt əv ˈtrāsəɴɢ/ /ən ˈækt əv ˈtreɪsɪŋ/
Favorites