Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.
- There were a lot of annoying insects flying around.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Uçak uçurmak için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to fly a plane?
Bir helikopteri uçurmak kolay değildir.
- Flying a helicopter isn't easy.
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Paris'e uçmak 500 dolara mal olacak.
- It will cost 500 dollars to fly to Paris.
We had a quick half-hour fly back into the city.