Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
- A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
Bu, rahmetli babamın bir portresi.
- This is a portrait of my late father.
The author painted a good portrait of urban life in New York in his latest book.