Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
- Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Tom, anti-nükleer enerji hareketine hayatını adadı.
- Tom has devoted his life to the anti-nuclear-energy movement.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
- Sami had to act to save his life.
Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
- All forms of life have an instinctive urge to survive.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Hayatımda en önemli kişi sizsiniz.
- You are the most important person in my life.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Jobs'un biyografisini okumayı bitirdin mi?
- Have you finished reading the biography of Jobs?
Lincoln'ün biyografisi tüm dünyadan çocuklar tarafından okunur.
- Lincoln's biography is read by children all around the world.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
- Some people believe in eternal life after death.