an abbreviated form of order ticket

listen to the pronunciation of an abbreviated form of order ticket
English - Turkish

Definition of an abbreviated form of order ticket in English Turkish dictionary

ticket
{i} bilet

Konser için bilet alırken zorlandım. - I had difficulty getting a ticket for the concert.

Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır. - This ticket allows two people to enter.

ticket
{i} parti aday listesi

Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim. - In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.

ticket
{i} fiyat etiketi
ticket
{i} trafik cezası verilen kimseye cezasının mahiyetini bildiren resmi kâğıt
ticket
trafik cezası yazmak
ticket
para cezası
ticket
{i} trafik cezası

Polis, Tom'a bir trafik cezası yazdı. - The police officer wrote Tom a ticket.

U-dönüşü yapılmaz levhası olmayan bir kavşakta bir U-dönüşü yaptığımdan dolayı polisin bana bir trafik cezası makbuzu yazmamasından dolayı şanslıydım. - I was lucky that the policeman didn't give me a ticket for making a U-turn at an intersection that had a no U-turn sign.

ticket
{i} ehliyet (kaptan)
ticket
(trafik) para cezası
ticket
etiket

İhlal edenler etiketlenecek. - Violators will be ticketed.

ticket
{i} parti programı
ticket
{f} etiketlemek
ticket
ticket agent bilet satan memur
ticket
bir partinin seçim namzetleri listesi
ticket
{i} (seçimde) bir partinin aday
ticket
trafik suçunu cezalandırmak için verilen karakol davetiyesi
ticket
(fiil) etiketlemek
ticket
{i} fiş

Sami yemek fişini kaybetti. - Sami lost his meal ticket.

Yemek fişlerini nasıl kullanırım? - How do I use meal tickets?

English - English
ticket
an abbreviated form of order ticket

    Hyphenation

    an ab·bre·vi·a·ted form of or·der tick·et

    Turkish pronunciation

    ın ıbrivieytıd fôrm ıv ôrdır tîkıt

    Pronunciation

    /ən əˈbrēvēˌātəd ˈfôrm əv ˈôrdər ˈtəkət/ /ən əˈbriːviːˌeɪtəd ˈfɔːrm əv ˈɔːrdɜr ˈtɪkət/
Favorites