Tom reminds me of someone I used to know.
- Tom bana, bildiğim birini anımsatıyor.
The picture reminds me of my school days.
- Bu resim bana okul günlerimi anımsatıyor.
The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.
- Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.