Mary, diyetinde et miktarını kısıtlıyor.
- Mary restricts the amount of meat in her diet.
Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
Bir ressamın kalitesi taşıdığı geçmiş miktarına bağlıdır.
- The quality of a painter depends on the amount of past he carries with him.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to lower the amount of red meat that he ate.
Bu tutar vergi içermektedir.
- This amount includes tax.
Hesabın toplam tutarı nedir?
- What's the total amount of the bill?
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
O miktarın iki katını yemeliler.
- They need to eat double that amount.
Mantarlar önemli miktarda mineral içerirler.
- Mushrooms contain significant amounts of minerals.
Önemli miktarda para ulusal savunma için tahsis edilmiştir.
- A considerable amount of money was appropriated for the national defense.
Öneriniz emir değerindedir.
- Your suggestion amounts to an order.
Bizim toplam borcumuz on bin dolar tutuyor.
- Our total debts amount to ten thousand dollars.
Harcadığın toplam para miktarı nedir?
- What is the total amount of money you spent?
Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
- His debts amount to $2,000.
Suyu ölçüsüz ve aşırı miktarda içmek su zehirlenmesi ile sonuçlanabilir, potansiyel olarak ölümcül bir durum.
- Drinking excessive and extreme amounts of water can result in water intoxication, a potentially fatal condition.
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
Gümüş paranın miktarı ne kadar büyük olursa, rüşvet o kadar büyük olur.
- The larger the amount of silver, the larger the amount of corruption.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Devletlerin çoğu, büyük miktarlarda para borçluydu.
- Many of the states owed large amounts of money.
O, çok miktarda para borçluydu.
- He owed large amounts of money.
It amounts to three dollars and change.
... exciting because the amount of people that watch the ...
... And the amount of computing power in these screens is ...