English - Turkish
Definition of amount, fullness, quantity, or caliber of voice or tone in English Turkish dictionary
- volume
- {i} cilt (kitap)
- volume
- {i} cilt
Babamın 500 cilt kitabı var.
-Father has 500 volumes.
Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
-This book comes in two volumes.
- volume
- alım
- volume
- (Ticaret) işlem hacmi
- volume
- şiddet
- volume
- sayı
Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.
-Up to what volume of Naruto comics do you own?
- volume
- (Bilgisayar,Dilbilim) yükseklik
- volume
- (Muzik) büyüklük genişlik
- volume
- gürlük
- volume
- {i} miktar
Nehir çok büyük miktarda su taşır.
-The river carries a huge volume of water.
- volume
- kitap cildi
- volume
- (Tekstil) hacim, oylum
- volume
- It speaks volumes
- volume
- sesin azlığı veya çokluğu
- volume
- {i} yoğunluk
- volume
- (isim) cilt (kitap), cilt, yığın, hacim, yoğunluk, tutar, ses kuvveti, ses yükseltme
- volume
- ses/hacim/cilt
- volume
- {i} ses yükseltme
- volume
- oylum, cilt, birim oylum, Ses
Related Terms
English - English
Definition of amount, fullness, quantity, or caliber of voice or tone in English English dictionary
- volume
amount, fullness, quantity, or caliber of voice or tone
Hyphenation
amount, fullness, quantity, or cal·i·ber of voice or tonePronunciation
Resimler
Favorites