Konuşmasının ortasında bayıldı.
- He fainted in the midst of his speech.
Tom felaketin ortasında her zaman hakkında gülecek bir şey bulan kişi türüdür.
- Tom is the kind of person that, in the midst of disaster, always finds something to laugh about.
Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
- Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
Tom felaketin ortasında her zaman hakkında gülecek bir şey bulan kişi türüdür.
- Tom is the kind of person that, in the midst of disaster, always finds something to laugh about.
Gerçek ortada bir yerde yatıyor.
- The truth lies somewhere in the middle.
Kağıdı ortadan katla.
- Fold the paper in the middle.