Hırs onu cinayete sürükledi.
- Ambition drove him to murder.
Kendi hırsının kurbanı oldu.
- He fell a victim to his own ambition.
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
- Her ambition is to become an ambassador.
Bu benim yaşam tutkum.
- This is my life's ambition.
Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
- Mary wanted to marry a man with ambition.
Senin hırsların nedir?
- What are your ambitions?
Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor.
- Mary says she will follow through on her ambitions.
Kızlar akademik alanda oğlanlardan daha hırslıdır.
- Girls are more ambitious academically than boys.
He had invited Destiny to sweep him up in her reaping, by placing himself in the ambit of her scythe.
... And that was my only ambition. ...
... It's not something that's an ambition of mine. ...