John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Penisiline alerjim yok.
- I am not allergic to penicillin.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
- If it had not been for her help, you would never have done it.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.