altering; replacing

listen to the pronunciation of altering; replacing
English - Turkish
değiştirmeden; yerine
changing
{s} değişen

ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu. - The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.

Değişen koşullara hızla uyum sağla. - Quick to adapt to changing circumstances.

changing
değişerek
changing
değişim
changing
{f} değiş

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor. - Patterns of married life are changing a lot.

O her zaman fikrini değiştiriyor. - He's always changing his mind.

changing
değiştirme

Tom işini değiştirmeyi düşündü. - Tom considered changing his job.

O, konuyu değiştirmede çok iyidir. - She is very good at changing the subject.

changing
{i} değişme

Her şey değişmek üzere. - Everything is changing.

Tom'un hikayesi değişmeye devam ediyor. - Tom's story keeps changing.

changing
(sıfat) değişen
changing
{i} bozma
English - English
{s} changing
altering; replacing
Favorites