Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
- I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
- He's proposing a suggestion for altering the research method.
Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
- I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
Yeterli paramız olmadığı için planlarımızı değiştirmek zorundaydık.
- We had to alter our plans because we didn't have enough money.
O, planlarını değiştirdi.
- She altered her plans.
Tom takım elbisesini değiştirdi.
- Tom got his suit altered.
But would the consequences of this step or any other climate-altering geoengineering be acceptable?.
... You're simply altering the set of existing expectations. ...