Turkish - English
Definition of altın rengi in Turkish English dictionary
- golden
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
-Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- gold
When they had reached the common where the geese fed, she sat down and unloosed her hair, which was of pure gold.
-Onlar kazların beslendiği alana ulaştığında, o oturdu ve saf altın rengi olan saçını açtı.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
-Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- donuk altın rengi
- old gold
Related Terms
altın rengi
Hyphenation
al·tın ren·giResimler
History
Favorites