He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
The young woman under that tree looks sad.
- Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
A triangle has three angles, and a hexagon has six angles.
- Bir üçgenin üç açısı ve altıgenin altı açısı vardır.
A hexagon has six sides.
- Bir altıgenin altı yanı var.
I always get up at six.
- Her zaman altıda kalkarım.
We arrived here at six yesterday evening.
- Buraya dün akşam altıda geldik.
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
- On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
I'm sixteen years old.
- Ben on altı yaşındayım.
The workers flip the curds to drain excess whey.
Some built houses partly underground.
- Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.
The hospital for this Mars colony is underground.
- Bu Mars kolonisinin hastanesi yer altındadır.
She shaved her armpits.
- O, koltuk altını tıraş etti.
I perspired under my armpits.
- Benim koltuk altım terledi.