altı

listen to the pronunciation of altı
Turkish - English
under

The young woman under that tree looks sad. - Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.

He hid his toys under the bed. - Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.

number 6
sex
hexa

A triangle has three angles, and a hexagon has six angles. - Bir üçgenin üç açısı ve altıgenin altı açısı vardır.

A hexagon has six sides. - Bir altıgenin altı yanı var.

six

One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten. - Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty. - On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

the six
to six
altı düz
flat-bottomed
altı alay, üstü kalay
gaudy, showy, tawdry
altı atomlu
hexatomic
altı ayaklı dize
hexameter
altı ayaklı dizesi olan
hexameter
altı ayda bir olan
semi annual
altı aylık olarak
half yearly
altı açılı
sexangular
altı dar etek
hobble skirt
altı düz nehir kayığı
sampan
altı düz nehir kayığı
small row boat commonly found in China and the Far East
altı fazlı
six-phase
altı foot boyunda kimse
six footer
altı foot uzunluğunda kimse
six footer
altı kapıya almak
slang to have complete control of (someone)
altı karış beberuhi
shorty
altı kat
sextuple
altı katı
sixfold
altı kaval, üstü şişhane
odd-looking, having an outlandish look
altı kişilik grup
sestet
altı köşe gömme anahtar
allen (hex) wrench
altı köşe somun
hexagon nut
altı köşeli yıldız
hexagram
altı misli
sixfold
altı okka etmek
to carry (someone) by having people lift his arms and legs
altı okka etmek
to toss sb in a blanket
altı patlar
slang shoe with a hole in the sole
altı penilik para
tanner
altı puntoluk harf
nonpareil
altı sesli parça
sextette
altı sesli parça
sestet
altı silindirli motor
six cylinder engine
altı tekerlekli taşıt
six-wheeler
altı yaş olmak
(for a piece of business) not to be on a sound basis
altı yaşında
six year old
altı yüzlü cisim
hexahedron
altı yüzyıllık dönem
sexcentenary
altı yüzüncü yıldönümü
sexcentenary
altı yıl süren
sexennial
altı yılda bir olan
sexennial
altı yıllık
sexennial
altı yıllık savunma planı
(Askeri) six year defense plan
altı çizili
underline
altı-iki
(Spor) six-two
on altı
sixteen

I'm sixteen years old. - Ben on altı yaşındayım.

Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty. - On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

basamak altı
(Bilgisayar) digit six
ceket altı yelek
(Askeri) underwear vest
deri altı
(Tıp) hypodermic
deri altı
(Denizbilim,Tıp) subcutaneous
dil altı
(Tıp) sublingual
ilk altı
(Spor) first six
koltuk altı
arm pit
koltuk altı
arm-pit
koltuk altı
(Tıp) fossa axillaris
korteks altı
(Pisikoloji, Ruhbilim) subcortical
kritik altı
supercritical
peynir altı suyu tozu
whey powder
resim altı
(Bilgisayar) caption
sayfa altı
(Bilgisayar) bottom of page
standart altı
substandard
toprak altı
underground
toprak altı
subterranean
yirmi altı aralık
boxing day
atom altı parçacıkları
subatomic particles
bel altı
six lumbar
bel altı espri
adult joke, dirty joke
cilt altı
Subcutaneous
eşofman altı
(Giyim) Tracksuit bottom
göz altı
under eye
kiremit altı tahtası
Roof board
peynir altı suyu
(Gıda) Whey

The workers flip the curds to drain excess whey.

yer altı
underground

There is a shopping district underground. - Yer altında alışveriş bölgesi var.

In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground. - Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.

yer altı kaynakları
groundwater resources
örtü altı
Under cover; greenhouse
Altılar
(Hukuk) the Six
Cumhuriyetin altı kitabı
(Hukuk) six books of the Republic
atın kuyruk altı kayışı
backstrap
bardak altı
coaster
bardak altı
coaster (for placing under a glass or mug)
bebek altı değiştirmek
change diaper
bel altı
(deyim) near the knuckle
bel altı espriler yapan
scatological
bel altı olmak
(deyim) be near the knuckle
belden altı
smutty
ben on altı yaşındayım
i am sixteen years old
beyin altı bezi
(Arılık) post-cerebral gland
beyin altı bezi
(Arılık) thoracic gland
bikini altı
briefs
buzul-altı nehir
(Jeoloji) subglacial stream
dam altı
loft
deniz altı
under sea
deniz altı
under water
diken altı
(Anatomi) infraspinous
duman altı olmak
to get potted from the smoke of hashish (in a closed place)
elek altı agrega
undersize grain
elli altı
slang slap, cuff
ev altı ground floor of
a house used as a granary and stable
gradyan altı rüzgâr
subgradient wind
hasır altı etmek
to shelve, to pigeonhole, to sweep sth under the carpet
hasır altı etmek
1. to conceal, hush up, cover up. 2. to hold up (a paper or file) instead of processing it and passing it along
ikinci altı
(Spor) second six
ilik altı astarı
buttonhole facing
iyi iş altı ayda çıkar
(Atasözü) It takes time to do a job well
kabuk altı katman
alburnum
kabuk altı tabakası
sapwood
kalbur altı what has passed through
a sieve; siftings; screenings
kasara altı
steerage
kaymak altı
skim milk
kaymak altı
skimmed milk, skim milk
kemer altı
cloister, covered passage with archways on one side
koltuk altı
axilla
koltuk altı
armpit, underarm
koltuk altı
armpit

She shaved her armpits. - O, koltuk altını tıraş etti.

I perspired under my armpits. - Benim koltuk altım terledi.

koltuk altı atardamarı
(Anatomi) axillary artery
koltuk altı ile ilgili
(Tıp) axillary
koltuk altı kılı
arm pit hair
koltuk altı lenf düğümleri
(Anatomi) axillary ganglions
koltuk gövde altı kaportası
belly fairing
korteks altı bunaması
(Pisikoloji, Ruhbilim) subcortical dementia
krikette altı koşuluk vuruş
sixer
kritik altı akım
(Askeri) supercritical flow
kritik altı akım
shooting flow
kritik altı deney
(Çevre) subcritical test
kronik altı maruz kalma
(Çevre) subchronic exposure
kronik altı referans dozu
(Çevre) subchronic reference dose
kubbe altı
hist. room in Topkapı Palace where the grand vizier met with the Council of State
kulak altı tükürük bezi
parotid gland
kulak altı tükürük bezi
parotid
köprü altı çocuğu
homeless child, street Arab
küçük altı düz kayık
dory
kıyı suları deniz altı harp grubu
(Askeri) inshore undersea warfare group
lot altı
(Ticaret) odd lot
lot altı (hisse senetleri)
(Ticaret) broken lot
makyaj altı kremi
foundation cream
makyaj altı kremi
foundation
marjinal altı
(Ticaret) submarginal
minder altı etmek
1. to conceal, hide, hush up. 2. to shelve (something) deliberately, put (something) to one side deliberately
normal altı
subnormal
orbit altı
(Tıp) infraorbital
peynir altı suyuna benzer
wheyey
peynir altı suyuna benzeyen
wheyish
rüzgâr altı
downwind, lee side
rüzgâr altı
naut . lee side, leeward
saçak altı
stoa
ses altı
(Telekom) infra-acoustic
ses altı
subsonic
ses sınırı altı
infrasonic
seyyar kıyı deniz altı harbi
(Askeri) mobile inshore undersea warfare
seyyar kıyı deniz altı harp birliği
(Askeri) mobile inshore undersea warfare unit
silindir altı
cylinder bottom
siyah altı
infrablack
sularında about, around: saat altı sularında around six o'clock
elli sularında about fifty years old
tablo altı şiirleri
ut pictura poesis
temel altı
sub-base course
temiz/iyi iş altı ayda çıkar
(Atasözü) It takes time to do a job properly
yirmi altı
twenty six
zemin altı
below-ground
zemin altı
underfloor
çene altı
the underside of the chin
çene altı
gill
çene altı bezi
maxillary gland
çene altı ile omuz arası
counter
ölçü-altı dil
(Dilbilim) non-standard language
üstü dar altı geniş elbise
dirndl
Turkish - Turkish
Beşten sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam, 6, Vl
Beşten sonra gelen sayının adı
Bu sayıyı gösteren 6, VI rakamlarının adı
Beşten bir artık
şeş
altı parmak
Ellerinde veya ayaklarında altışar parmağı olan kimse
altı yol
Altı yolun birleştiği yer
hasır altı etmek
(deyim) Bilerek unutmak, saklamak, gizlemek, terviç etmemek manasında kulanılan bir tâbirdir. Haşır, eskiden hali ve kilim yerinde kullanıldığı ve onun altında kalan şeyler unutulup gittiği için bu tâbir meydana gelmiştir
KUBBE ALTI
(Osmanlı Dönemi) Tar: Topkapı Sarayı'nda başta sadrazam olmak üzere devlet adamlarının ve vezirlerin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer
baş altı
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldığı beş derecenin ikincisi
beş altı
Biraz, bir parça, birkaç
dam altı
Barınılacak, sığınılacak yer
deniz altı
Deniz altında yapılan
deniz altı
Dalgalara karşı açık
deniz altı
Deniz altında bulunan
deri altı
Derinin altında bulunan
dil altı
Genellikle kalp hastalıklarında ilâcın hızlı ve kesin etkisini sağlamak için dilin altına konup emilen ilâç
dil altı bezleri
Dilin altında bulunan tükürük bezleri
ev altı
Eski evlerde ambar, ahır olarak kullanılan zemin katı
göz altı
Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm
göz altı kremi
Göz altı morluklarını, torbalanmalarını gideren bir krem türü
kazakların kıyılara saldırmada kullandıkları altı düz, yayvan gemi
şAYKA: Türklerin Karadeniz'deki ırmak kıyılarının korunmasında
koltuk altı
Kayırma
koltuk altı
Kolun omuzla birleştiği yerin altındaki çukurluk
kulak altı bezi
Kulağın yakınında bulunan tükürük bezlerinin en büyüğü
köprü altı çocuğu
Kimsesiz ve gideceği yeri olmayan kişiler için kullanılır
merdiven altı
Katlar arasındaki merdivenlerin altında kalan boşluk
rüzgar altı
Boca
su altı
Deniz, göl gibi suların yüzeyinin altında kalan bölüm
su altı arkeolojisi
Su altında gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalar
su altı fotoğrafçılığı
Su altında fotoğraf çekme mesleği veya işi
su altı işleri
Dalgıçlık, balık adamlık, inci, midye, sünger avcılığı gibi deniz, göl ve akarsularda su altında çalışmayı gerektiren işler
top altı
Kale toplarının koruması altındaki yer; bir şehrin yakın çevresi
toprak altı
Toprak içinde bulunan
yer altı
Gizli ve zararlı (çalışma)
yer altı
Yerin yüzeyi altındaki bölümü
yer altı dünyası
Yasal olmayan, kirli ve karanlık işlerin gerçekleştirildiği ortam
yer altı kaynakları
Petrol, gaz, kömür gibi toprak altında bulunan kıymetli ham ürünler
yer altı merdiveni
İşlek yollarda yayalar için araçların geliş gidişine engel olmamak amacıyla yapılan merdiven
yer altı suları
Geçirimli kayaç ve katmanlardan sızarak, yer çekimininide etkisiyle yer altına inen ve orada akarak veya birikerek yeni bir düzen kuran sular
yer altı treni
Yer altı ulaşımını sağlayan tren, metro
yer altı çarşısı
Yerin yüzeyi altında kurulan dükkânlardan oluşan alışveriş merkezi
üst deri altı
Üst derinin altında bulunan hücre katmanı
English - Turkish

Definition of altı in English Turkish dictionary

altı ok
six arrows"Six principles" of Republican People's Party. These six principles were added into the Turkish Constitution in 1937
toz altı kaynak
submerged arc welding
etek altı
upskirt
göz altı kremi
under eye cream
altı
Favorites