alt

listen to the pronunciation of alt
Turkish - Turkish
Bir şeyin yere yakın bölümü
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor."- Z. O. Saba
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı."- O. C. Kaygılı
Yanan ocağın alevi: "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı."- H. Taner
Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş."- H. Taner
Birkaç şeyin içinden bize göre uzak olanı
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
Yere yakın olan
Yere bakan yan
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
Yanan ocağın alevi
Bir nesnenin tabanı
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir: "Çoluk çocuk akşama kadar güneşin altında anaforculuğun cezasını çektiler."- A. Gündüz
ast
alt yapı
(sosyoloji) Toplumun ekonomik yapısını oluşturan ve insan bilincinden bağımsız olarak biçimlenen üretim ilişkilerinin hepsi, üst yapı karşıtı
alt yapı
Bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik gibi tesisatların hepsi
alt alta
Birbirinin altında olarak
alt bölüm
Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım
alt cins
Bir cins içinden ayrılan ikinci derecedeki cins
alt damak
Damaklardan altta olanı
alt deri
Üst derinin altında bulunan ikinci tabaka, hipoderm
alt deri
Bazı gövde ve yaprakların üst derilerinin altında bulunan, çoğu kez hücre zarları kalınlaşmış özel doku, hipoderm
alt diş
Alt çene üzerinde sıralanmış dişlerin biri
alt dudak
Böceklerin ağız sisteminde bulunan alt parça
alt dudak
Dudaklardan altta bulunanı
alt etmek
Üstünlük sağlamak, yenmek, sırtını yere getirmek
alt familya
Bir familyanın içinden ayrılan ikinci derecede bir familya
alt geçit
Trafik akımını kesmemek için bir yolun altından geçirilen yol
alt güverte
Gemilerde güvertelerden altta bulunanı
alt hava yuvarı
Dünyamızı kuşatan atmosferin 10 km kalınlığında olan alt katmanı
alt karşıt
Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tikel olumlu, öbürü tikel olumsuz, karşı karşıya konmuş iki önermeden her biri: "Bazı insanlar bilgindirler" ile "Bazı insanlar bilgin değildirler" gibi
alt kurul
Belli bir konuyu ele almak amacıyla bir kurul içinden birkaç kişi seçilerek oluşturulan kurul
alt olmak
Yenilmek
alt sınıf
Bir sınıf içinden ayrılan ikinci derecedeki sınıf
alt tabaka
Tabakalardan altta bulunan
alt takım
İniş takımları
alt takım
Bir takım içinde kurulan ikinci derecedeki takım
alt tür
Bir tür içinde ayrılan ikinci derecedeki tür
alt yapı
Toplumun ekonomik yapısını oluşturan ve insan bilincinden bağımsız olarak biçimlenen üretim ilişkilerinin hepsi, üst yapı karşıtı
alt yazı
Gazete, dergi, televizyon programı gibi yayınlarda çıkan resim ve fotoğrafları açıklayan yazı
alt yazılama
Alt yazılamak işi
alt yazılayıcı
Alt yazılama işini yapan kimse
alt çene
İnsan ve hayvanlarda yiyecekleri çiğnemeye yarayan, oynayabilen çene
alt şube
Bir şube içinde kurulan ikinci derecedeki şube
Alt yapı
enfrastrüktür
alt kat
Bir yapının veya aracın katlarından altta bulunan bölümü
alt yazı
Yabancı dildeki bir filmin konuşmalarını çeviri olarak görüntünün altında veren yazı
English - English
A modifier key
Type of newsgroup that discusses alternative-type topics The alt groups are not official newsgroups, but lots of people read them anyway
Alternative Service Providers (BAS)
An alternative label Used in an HTML tag for the benefit of people using nongraphical browsers, or for people using a browser with graphics turned off
Alt is the name of a modifier bit which a keyboard input character may have To make a character Alt, type it while holding down the ALT key Such characters are given names that start with Alt- (usually written A- for short) See section Keyboard Input
{i} (Computers) Alt key (keyboard key pressed in combination with other keys to execute commands)
Alanine aminotransferase - a liver enzyme The ALT test determines the level of this enzyme in the blood Blood donors who show a high level of ALT may be at increased risk of transmitting Hepatitis
The alt term describes a certain hierarchy of newsgroup alternatives to the original mainstream newsgroups on USENET Originally, newsgroups fell into one of six categories: comp (computers), rrec), social (soc), news, science (sci), talk and miscellaneous (misc)
Alanine aminotransferase - a protein which, when found in elevated quantities, generally indiciates liver damage Genotype: Different genotypes of the one virus are similar enough to be regarded as the same type but have some minor differences in their RNA composition These differences may mean the virus reacts differently to our immune response or to drug treatments and natural therapies
Altitude or Altimeter or Alternate
Refers to a key on the two ends of the spacebar on the keyboard ALT keys are used for keyboard short cuts
Automated Loop Test System The operations system that provides a single comprehensive automated test system for testing international customer POTS lines
The ALTernate key on the keyboard, used to access alternate characters or modify mouse actions You can move a polygon after selecting it, for example, by holding down the Left Mouse Button and the ALT key simultaneously
The [ALT] (or Alternate) key on the keyboard is used in conjunction with other keys and mouse actions to perform various commands and functions
the Alternative key on a keyboard
Alt stands for Alternative, one of the categories of Usenet newsgroups
angular distance above the horizon (especially of a celestial object)
Alanine aminotransferase, a protein which, when found in the blood in elevated quantities, generally indicates liver dysfunction
A USENET category used for newsgroups on alternative topics
A special key on most computer keyboards that allows users to access alternate features and keyboard "hotkeys" Alt is almost always used in conjunction with another key, such as "F4" or "Ctrl"
Alternate
Alternative Text, displayed in place of an image during download and by none graphical browsers to decribe the image This is a required attribute for all images
The higher part of the scale
{i} note or tone located above the treble staff (Music)
Alt Gr
A keyboard key than can be typed simultaneously with other keys to result in additional characters such as accented letters and currency symbols
Alt-A
Alternative-A — Describing mortgages loans that do not conform to the traditional standards of Fannie Mae, but are presented as having an "A" credit rating, based on the borrower's FICO credit score
alt key
A key on a personal computer or terminal keyboard used in combination to alter the function of other keys
alt keys
plural form of alt key
alt-weekly
An alternative newspaper published weekly

Alt-weeklies are known for their investigative journalism.

Alt key
key which is used in combination with other keys as shortcuts for commands
alt key
A key on a computer keyboard that is pressed in combination with another key to execute an alternate operation
alt-country
{i} alternative country, style of country music
Turkish - English
lower

The calf muscle is located on the back of the lower leg. - Baldır kası alt bacağın arkasında yer alır.

The lower lip is bigger than the upper lip. - Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.

{i} base

Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold. - Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.

Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver. - Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.

under

The young woman under that tree looks sad. - Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.

These games are listed under the adult category. - Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.

below
bottom

I live on the bottom floor. - Ben alt katta yaşıyorum.

Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next. - Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.

the farther
subordinate
the space beneath
nether
lower part
underside
subaltern
the lower
bottom , child , sub
sub

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse. - Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.

infra

She wants to invest in our company's infrastructure. - O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.

Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country. - İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.

lower, inferior, under, bottom; bottom, underside, underneath
under, beneath, below (with a personal suffix and a case ending)
inferior

For that reason, temporary workers are working under inferior conditions. - Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.

underneath

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

Underneath we wrote the names of the students in our class. - Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.

continuation, the rest
buttocks, rump, bottom
low

I have a bad pain in my lower back. - Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.

Tom squatted down to put something on the lower shelf. - Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.

foot

The footnotes are at the bottom of the page. - Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.

They were playing footsie under the table. - Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.

sub-
hypo-
humble
subcategories
subsite
subsections
subdirectory
the bottom of
to lower
subtypes
buttom
to sub
subnets
alt
hypo
upset

That upset all our plans. - O, bütün planlarımızı alt üst etti.

You've upset my life. - Hayatımı alt üst ettin.

alt etmek
overcome
alt dudak
lower lip
alt geçit
underground
alt burç
lower bushings
alt bölge
sub-regional
alt bölüm
lower section
alt bölüm
subchapter
alt bölüm
underside
alt bölüm
subpart
alt sektör
sub-sector
alt süreç
subprocess
alt süreç
(Bilgisayar) child process
alt tür
(Bilgisayar) subtype
alt tür
(Gıda) ssp
alt tür
(Denizbilim) subspecies
alt
lower end
alt yazı
footnote
alt üst
upside down
alt üst
chaotic
alt-birim
sub-unit
alt-grup
(Jeoloji) subgroup
alt-grup
sub-group
alt-simge
(Bilgisayar) sub-symbol
alt-tür
(Jeoloji) subspecies
alt-üst
upside-down
alt alta
One under the other
alt disiplinler
sub-disciplines
alt etmek
(deyim) run rings round
alt hesap
Sub account
alt kanallama
subchanneling
alt kavram
Hyponym
alt komşu
neighbor downstairs
alt paradigma
sub-paradigm
alt solunum yolları enfeksiyonu
Lower Respiratory Tract Infection

LRTI.

alt soy
sub-lineage
alt yapı
Infrastructure
alt yazı
subtitle

Tom watched a Japanese movie subtitled in French. - Tom Fransızca alt yazılı bir Japon filmi izledi.

Do you prefer it when TV shows are subtitled or dubbed? - TV şovları alt yazılı veya dublajlı olduğu zaman bunu tercih eder misiniz?

alt yazılı
subtitles
alt yüklenici
Subcontractor
alt yükleniciler
sub-contractors
alt çeyrek
(İstatistik) Lower quarter
Alt tuşu
Alt key
alt algısal bilinç
(Pisikoloji, Ruhbilim) subliminal consciousness
alt alta üst üste
rough-and-tumble
alt
subnet
alt başlık
subheading

It is necessary to use subheadings. - Alt başlıklar kullanmak gereklidir.

alt başlık
subhead

It is necessary to use subheadings. - Alt başlıklar kullanmak gereklidir.

alt beynit
lower bainite
alt birikim
negative segregation
alt boşluk
ground clearance
alt cisim
subfield
alt dereceli mahkemenin verdiği görevsizlik kararı
(Hukuk) committal proceedings
alt deri
dermis
alt deri
cutis
alt deri
derm
alt deriyle ilgili
dermal
alt determinant
subdeterminant
alt değirmentaşı
nether millstone
alt dren
underdrain
alt dudak
labium
alt düzen
chassis
alt etmek
to beat, to overcome, to defeat, to surmount, to pulverize, to get the better of, to bear down sb/sth
alt etmek
bear the bell
alt etmek
carry away the bell
alt etmek
to beat, overwhelm
alt etmek
get the better of
alt geçit
underpass

Jerusalem is a city of tunnels and underpasses. - Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir.

alt geçit
subway
alt grup
subgroup
alt gözkapağı
lower palpebra
alt güven sınırı
lower confidence limit
alt güverte
lower deck, orlop
alt güverte
orlop deck
alt güverte
orlop
alt harmonik
subharmonic
alt kademe yönetici
(Ticaret) junior administrative officer
alt kanat
lower wing
alt karter
sump
alt karın
pelvis
alt karın boşluğu
pelvic cavity
alt kasa
lower case
alt kat
downstairs

They live downstairs. - Onlar alt katta yaşıyor.

Tom came downstairs in his pajamas. - Tom pijamaları ile alt kata geldi

alt kat
a) ground floor b) downstairs
alt katta
downstairs

I left my dictionary downstairs. - Sözlüğümü alt katta bırakmışım.

You can meet us downstairs when you're ready. - Hazır olduğunuzda bizi alt katta karşılayabilirsiniz.

alt katta
below stairs
alt kattaki
downstairs

Please use the bathroom downstairs. - Lütfen alt kattaki banyoyu kullan.

Tom is Mary's downstairs neighbor. - Tom Mary'nin alt kattaki komşusu.

alt komite
subcommittee
alt kültür
subculture

There are subcultures within cultures. - Kültürler içinde alt kültürler vardır.

alt mahkemeye sevketme
remitter
alt modül
submodule
alt olmak
to be overcome
alt olmak
to be beaten, be overcome
alt program
subprogram
alt sistem
subsystem
alt sözleşme
subcontract
alt sözleşme
(Hukuk) subcontracting
alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma
fagging
alt sınıfa indirme
demotion
alt sınıfa indirmek
demote
alt sınır
lower bound, lower limit
alt sırlama
underglaze
alt tabaka
substratum, subgrade
alt tabaka
lower class
alt tabakadan
low-class
alt takım
under frame
alt taraf
underside
alt tarafı
after all
alt tarafı/yanı
1. the lower part; the underside. 2. remainder, the rest. 3. the outcome. 4. all that is involved (is only): Niçin bu kadar üzülüyorsun? Alt tarafı on bin lira. Why are you making such a fuss? It's only a matter of ten thousand liras
alt taşıyıcı
subcarrier
alt temel
subbase, subgrade
alt toprak
subsoil
alt yapı eşitsizliği
(Hukuk) infrastructural disparity
alt yapı farklılığı
(Hukuk) infrastructural disparity
alt yapı çalışmaları
(Hukuk) infrastructure works
alt yapı özellikleri
(Hukuk) infrastructure endowment
alt yapı, alt yapı tesisleri
(Hukuk) infrastructure
alt yatak
lower berth
alt yön tepsi
(Bilgisayar) face-down tray
alt yüz
underside
alt yüz
soffit
alt yüzey
soffit
alt çene
lower jaw
alt çizgi
underline
alt çizgi
downstroke
alt ölü merkez
outer dead center
alt ölü nokta
bottom dead center
alt şube
section
alt+sekme
(Bilgisayar) alt+tab
alt-cins
(Jeoloji) subgenus
alt etmek
{f} overwhelm
alt başlık
(Bilgisayar) subtitle
alt yapı
(Ticaret) background

His background parallels that of his predecessor. - Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.

He has a background in business. - Onun işte bir alt yapısı var.

alt çizgi
underscore
alt başlık
bottom boom
alt başlık
bottom chord
alt başlık
bottom rail
alt başlık
(Ticaret) under title
alt başlık
lower chord
alt başlık
lower flange
alt etmek
defeat
alt etmek
get the best of
alt etmek
bring off
alt etmek
beat
alt kat
ground floor

The restaurant is on the ground floor. - Restoran en alt kattadır.

alt yapı
substructure
alt yapı
groundwork
alt yazı
(Bilgisayar) closed caption
alt çizgi
bottom line

I think that's the bottom line. - Sanırım alt çizgi budur.

alt çizgi
(Bilgisayar) baseline
alt etmek
dispose
alt etmek
conquer
alt etmek
overpower
alt etmek
pulverize
alt etmek
vote sth down
alt etmek
polish off
alt başlık
sub title
alt etmek
beat smb. hollow
alt etmek
{f} supplant
alt etmek
score off
alt etmek
{f} best
alt etmek
{f} worst
alt etmek
{f} stymie
alt etmek
{f} circumvent
alt etmek
{f} top
alt etmek
score smb. off
alt kat
1. the floor below. 2. first floor, ground floor
alt çizgi
cedilla
telsiz alt sistemi; uzak sensör alt sistemi; ortalama toplam kök
(Askeri) radio subsystem; remote sensors subsystem; root-sum-squared
alt
History
Favorites