İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
- In addition to English, he speaks German.
Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
- In addition to being a doctor, he is a writer.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
- A house is built on top of a solid foundation of cement.
Kayakları arabanın üstüne koydu.
- He put the skis on top of the car.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor.
- Two children are sitting on top of the fence.
Dağın tepesindeki hava çok inceydi.
- The air on top of the mountain was very thin.
Sen çan eğrisinin tepesindesin.
- You're on top of the bell curve.
İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.
- I want to study German in addition to English.
Maaşına ek olarak biraz geliri var.
- He has some income in addition to his salary.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
I have sorted out the problems and am now on top of the situation.
. . and on top of all that, I got a puncture!.