İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.
- In addition to English, he can speak French.
Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
- In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
- Put this book on top of the others.
Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
- Tom put his wallet on top of the dresser.
Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor.
- Two children are sitting on top of the fence.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
Tom bir terfi aldıktan sonra kendini dünyanın tepesindeymiş gibi hissediyordu.
- Tom was feeling on top of the world after getting a promotion.
Dağın tepesindeki hava çok inceydi.
- The air on top of the mountain was very thin.
Maaşına ek olarak biraz geliri var.
- He has some income in addition to his salary.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
I have sorted out the problems and am now on top of the situation.
. . and on top of all that, I got a puncture!.