Tom Mary ile birlikte şarkı söylemeye başladı.
- Tom started singing along with Mary.
Kalabalık ile birlikte gidin.
- Go along with the crowd.
Kalabalık ile birlikte gidin.
- Go along with the crowd.
Eğer istiyorsan bizimle birlikte gelebilirsin.
- Come along with us if you like.
Emily ile beraber gitmek istiyorum.
- I want to go together with Emily.
Baba oğlu ile birlikte, ne kadar rahat!
- The father is together with his son, how cozy it is!
Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz.
- You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.
Tom geçen yaz Mary ile ilşkiyi bitirdi fakat şimdi o onunla yeniden beraber olmak istiyor.
- Tom broke up with Mary last summer, but now he wants to get back together with her.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
- I stuck two sheets of paper together with paste.
... And it was going along with my kind of Candy Land theme. ...
... got to do it in a balanced way. Asking the wealthy to pay a little bit more along with ...